Esad dönemi bitti, Suriye kurtuldu. Kime göre neye göre?
13 yıldır Esad rejimini yıkmak için verilen çabalar nihayetinde dün akşam sonuca ulaştı ve Esad dönemi bitti.
Biz bu filmin benzer örneklerini Irak ve Libya üzerinde gördük ve yaşadık. Asıl konu, Suriye kurtuldu mu ? Elbette kurtulmadı.
Şimdi Suriye’yi daha büyük bir kaos bekliyor. Kan, gözyaşı ve zulüm yine bitmeyecek.
Kısa bir zafer kutlamalarından sonra Suriye yönetimi kurulacak ve hemen ardından yönetim ve idari anlaşmazlıklar çıkacak.
Bu coğrafya, anlaşmazlıkları konuşarak, istişare ederek değil; kavga, silah, kan ve gözyaşı ile çözmeye çalışacak.
Suriye’de yaşanacak her çatışmanın faturası bize çıkacak.
Suriye’de yaşanacak her krizin faturası bize çıkacak.
Suriye’de yaşanacak her kaosun faturası bize çıkacak.
Suriye’de her kötü gidişatın faturası bize çıkacak.
Türkiye ve Suriye artık iç içe bir ülkedir. Muhalif grupların ele geçirdiği şehirlerde ilk yaptıkları icraat nedir? Cezaevlerini boşaltmak.
Cezaevlerindeki tutukluların neden hüküm giydiklerini inceleyip, araştırıp sonra mı serbest bıraktılar? Elbette öyle yapmadılar!
Cezaevlerinin kapılarını açtılar, ‘Yallah herkes dışarı.’
Cezaevlerinden çıkardıkları kaç katil, kaç tanesi tecavüzcü, kaç tanesi hırsız?
Aynısını 1980 yılında Fidel Castro yapmıştı. Ülkedeki cezaevlerini boşalttı. “Amerikaya gitmek serbest” dedi. Ne kadar katil, tecavüzcü varsa; 125 bin kişinin içinde, Amerikaya geçmişti.
Elbette uygulama mantığında fark var. Fakat sonuç aynıdır. Suriye’de serbest bırakılanların içinde bulunan hırsız, tecavüzcü, katil… Ne varsa cümlesi birden dışarıda.
İnanın bu hırsız, katil ve tecavüzcülerin birçoğu bizim ülkemize gelecek!
Peki o zaman ne olacak? Kimin ve kimlerin canı yanacak?
Elbette bizim!
Bizim, Suriye ile ilgili öncelikli sorununlarımızın başında bu katil ve tecavüzcülerden ailemizi ve kendimizi korumak olmalıdır.
Peki iktidar bu konuda ne gibi önlemler alacak…?
Ana muhalefet ne yapacak?
‘Yaşanan ve yaşanacak sorunların en önemlisini göz ardı etmemek gerekiyor’ diye düşünüyorum…