Duyduğum her şeyin muhtemel bir eksiği ya da ciddi bir fazlası olduğunu, öğretilen her şeyin kesin bilgi olmadığını, hayatı karmaşık hale getirip canımızın derdine düşürüp, ömrümüzden çaldıklarını ve bunu bile isteye yaptıklarını çok sonra anladım, anladık!
Daha dün…
Kesin doğru diye dayatılan birçok konunun ciddi anlamda zarar verici olduğunu yıllar sonra öğrendik! Geç kalan biz değildik, onlar iyi kamufle olmuştu, ancak çözebildik!
Bilimden ilime, medyadan basına, tarımdan gıdaya, sağlıktan eğitime, savaştan barışa her alanda ters köşe yapıldık.
Bizler doğruya ulaşabilmek adına ömür tüketirken, mantıklı kuruntularla ne çok paranoya yaşadık! Her birine ayrı ve tamamen duygusal senaryolar yazmışlardı, okuduk ve doğru sandık. Her konuda uzman olamazdık, bu nedenle yanıldık. Ezberci bir toplum olduğumuz için çoğumuz algılamakta bile zorlandık.
Küresel sermayenin kucağında, canımızla, çocuklarımızın geleceği ile sınanıyoruz! Yetmedi mi? Neyi bekliyoruz?
Çözüm ben değilim ki, sen de değilsin; biziz, BİZ!
Şimdi nereden inceldiyse oradan kopsun mu?
Didişmeye devam mı?
Yoksa birbirimize güvenip omuzdaş olmak mı?
Seçim sizin…
Harika bir anlatim güzel bir yazı akışı çok beğendim. Değerli yazarımıza başarılar dilerim yolu açık olsun, olacak ..
Sindirilmiş ve kaderci bir toplum olduğumuz için bir türlü gerçekleri algılayamama hali içersinde yaşıyoruz, yüreğinize kaleminize sağlık, yazılarınızı sabırsızlıkla bekleyeceğim
Tek kelimeyle harika duygularıma tercüman olmussun
Eskiden kağıt, kalem kullanılırdı. Şimdi ekran, klavye.
Eskiden kalemi güçlü denilirdi.
Peki şimdi klavyesi güçlümü diyeceğiz.
Aslolan beyindir, zihindir…
Hatta yürektedir yürekte…
Tebrik ediyorum, selamlar…