Suriye’de yaşanan gelişmeler bütün gündemi işgal ederken ülkenin birçok köşesinde emekçilerin mücadeleleri, iktidarın çeşitli engellemeleri ile karşılaşıyor.
DİSK’e bağlı Birleşik Metal İş’in 9 fabrikada aldığı grev kararı da iktidar tarafından engellenmek isteniyor.
Emekçilerin toplu sözleşme masasında haklarını alabilmeleri için en önemli yaptırımları grev hakkıdır. İşte bu hak, önceki yıllarda verilen Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen emekçilerin elinden alınmak isteniyor.
DİSK’e bağlı Birleşik Metal İş sendikası MESS ile sürdürdüğü toplusözleşme görüşmelerinden bir sonuç çıkmaması üzerine 5 işletmeye bağlı dokuz fabrikada grev kararı aldı.
Birleşik Metal İş Sendikası Genel Başkanı Özkan Atar grev kararı almalarının gerekçelerini şöyle açıklıyor;
“Yoksulluk sınırının altında düşük ücretlerle çalışan, sürekli reel ücret kaybına uğrayan metal işçilerinin ücretlerinde biraz olsun iyileştirme gerçekleştirerek, insanca yaşamalarını sağlamak amacıyla yüzde 125 oranında ücret zammı talep ettik.
MESS bize yüzde 40 oranında ücret zammı teklif etti. Bu oranın anlamı, metal işçilerinin açlık sınırında ve yoksulluk sınırının altında yaşamaya devam etmeleri anlamına geldiğinden anlaşma sağlanamadı. Sendikamızın bu süreci masada bitirme çabasına rağmen maalesef talep ve beklentilerimize uygun bir ücret zammı teklifi verilmedi. Bunun yanında, hiçbir talebimiz kabul edilmediği gibi haklarımızı geriye götürmeyi hedefleyen karşı tekliflerle karşı karşıya kaldık. MESS, metal işçilerine açlık ve sefaleti reva görüyor.”
Birleşik Metal İş’in aldığı bu grev kararı 13.12.2024 tarih ve 9231 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile ertelenmiştir. Burada yapılan, “erteleme” adı altında yasaklamadır.
Çünkü grevin daha sonra yapılması söz konusu değildir. Grevin yasaklama kararının gerekçesi, “milli güvenliği bozucu nitelikte” olması şeklinde tariflenmiştir.
Oysa grev yasaklamalarının yapıldığı iş yerleri trafo üreten ve ürettiklerinin tümünü ihraç eden işletmelerdir.
Dolayısıyla, bu fabrikaların yurt içine yönelik üretimleri yoktur ve bu nedenle de Türkiye’nin milli güvenliğini bozması söz konusu olamaz.
Yasaklanan grevlerin olduğu işletmelerin tamamı MESS üyedir. Bunun anlamı açıktır. Yapılan işlemin milli güvenlikle ilgisi yoktur ve bir sermaye örgütünün korunmasından başka bir anlamı olamaz.
Kaldı ki “grev erteleme” kararları bu iktidar döneminde çokça karşılaştığımız uygulamalardandır.
AKP İktidarı, 2002 yılından beri toplam 19 grev erteleme kararı vermiştir.
“Grev erteleme” kararının yargıya taşınması sonucunda Anayasa Mahkemesi, grevin ertelenmesine ilişkin ilk derece mahkemelerinin kararlarında ortaya konan gerekçelerin ilgili ve yeterli olmadığı sonucuna varıldığından, Anayasa’nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının ihlal edildiğine karar vermiş ve 50.000 TL manevi tazminat ödenmesine hükmetmiştir.
Bu konuda birden fazla karar bulunmaktadır.
Anayasa Mahkemesi açık bir şekilde “grev erteleme” kararlarının çalışanların örgütlenme haklarını ihlal ettiğini ve anayasaya aykırı olduğunu belirtmiştir.
İşte Birleşik Metal İş Sendikası da Anayasa Mahkemesi’nin bu kararlarını dayanak yaparak verilen “grev erteleme” kararlarına uymayacaklarını ve grevi gerçekleştireceklerini belirtmektedir.
Bu konuda Birleşik Metal İş Sendikası Genel Başkanı Özkan Atar şunları diyor;
“Günlerdir açıkladığımız gibi metal işçileri anayasal haklarına sahip çıkacak ve hukuk dışı bu karar yerine Anayasa’dan doğan haklarını kullanmaya devam edeceklerdir. Siyasi iktidar da Anayasa’ya ve Anayasa Mahkemesi kararlarına saygı duymalıdır.
Şimdi metal işçileri Anayasa’dan doğan haklarına sahip çıkacak ve Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulayacak ve grevlerini sürdürecektir.”
Anayasa Mahkemesi kararlarına ne ölçüde riayet edildiğini hepimiz biliyoruz. İ
İşçilerin özellikle Anayasa Mahkemesi kararını referans olarak göstermeleri ve emekçilerin Anayasa Mahkemesi kararlarına uyacaklarını, yasadışı yasaklamalara uymayacaklarını belirtmiş olmaları, hukukun üstünlüğüne vurgu yapmaları çok değerli diye düşünüyorum.