Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğü ile Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi iş birliğiyle Anadolu parsının daha detaylı ve geniş kapsamlı DNA örneğinin alınması için yeni bir çalışma yürütülüyor. 2022’de idrar örneği alınıp Dünya Gen Bankası’na kaydı sağlanan DNA için bu kez kıl ve tüy gibi örnekleri alınmaya çalışılıyor. Dr. öğretim üyesi Yasin Ünal, “Bireyimizden yeni DNA’lar almak üzere çalışmalar başlattık. Ve bunları da var olan diğer bütün bireylerle karşılaştırıp, yeni bir DNA analizi istiyoruz” dedi.
Dünyada ‘leopar’, Anadolu tarihindeki kullanımı nedeniyle Bilim Kurulu tarafından ‘pars’ olarak isimlendirilen ve bilimsel çalışmalara göre tüm dünyada leoparların sekiz alt türünden biri olan Anadolu parsının nesli tükendiği düşünülürken, 2019 yılının Ağustos ayında Batı Akdeniz’de ilk kez görüntülendi. Anadolu’nun en önemli karasal yırtıcı memeli türü olan parsın o dönem idrar örneğinden DNA çalışması yapıldı. Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (ISUBÜ) Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi’nden Dr. Öğretim Üyesi Yasin Ünal, DKMP 6’ncı Bölge Müdürlüğü’nden Hasan Uysal, ISUBÜ’den Dr. öğretim görevlileri Ahmet Koca ve Mevlüt Zenbilci ile WWF- Türkiye’den Mustafa Önder Ersin tarafından da bu konuda bir makale hazırlandı. Uluslararası uygulamalı ekoloji ve çevre araştırma dergisinde yayımlanan makaleyle dünya literatürüne giren ve Dünya Gen Bankası’na ‘Anadolu parsı’ olarak kaydedilen Anadolu’nun gizemli efsanesiyle birlikte ISUBÜ ve DKMP uzmanları yeni bir çalışma daha yapıyor. Anadolu parsının bu kez daha geniş kapsamlı DNA’sının çıkarılmasıyla çalıma yürütülüyor.
‘İRAN VE KAFASYA’DAKİ DE ANADOLU PARSI’
Kafkas ve İran parslarının da aslında Anadolu parsı olduğunu söyleyen Dr. Yasin Ünal, “‘Kafkas parsı’ denilen ‘Panthera pardus ciscaucasica’ ve ‘İran parsı’ denilen ‘Panthera pardus saxicolor’ türleri bizim bölgemizde yayılış gösteren alt türler. Bu alt türlerle ilgili 2017 yılında bir çalışma başlatıldı. Denildi ki; ‘Bu bölgede acaba hangisidir gerçek olan’ isimlendirme açısından. Yapılan çalışmada bu bölgedeki isimlendirmesi en erken olan 1896 yılında ‘Panthera pardus tulliana’ ve artı bilimsel çalışmanın sonucunda şu söyleniyor. ‘Anadolu bölgesi, İran, Kafkasya’yı kapsayan bölgedeki artık alt türün ismi Anadolu parsıdır. Yani ‘Panthera pardus tulliana’ şeklinde bilimsel sonuç var. Biz de tarihimiz, kültürümüz açısından ismine Anadolu parsı diyoruz. İran’daki de Anadolu parsıdır, Kafkasya’daki de Anadolu parsıdır” dedi.
KIL- TÜY ÖRNEKLERİ ALINMAYA ÇALIŞILIYOR
Anadolu parsının Dünya Gen Bankası’na kaydının yapılması ve yeni DNA çalışmalarıyla ilgili Dr. Ünal, şu bilgileri verdi:
“DKMP 6’ncı Bölge Müdürlüğü’nün yaptığı bir çalışmada fotokapana şöyle yansıyor; birey gezerken sahada bir idrar atıyor. Biz buna ‘siymek’ diyoruz. Hem kendi kokusunu bırakması hem de işte o alanı gezdiğini gösteriyor. Bu idrar hemen swap alındıktan sonra bize, üniversitemize geldi. Biz bunu Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’ne gönderdik. Orada dünyadaki farklı bireylere ait genlerden bir analiz yapıldı. Bizim gönderdiğimiz alt türün hiçbirine uymadığı tespit edildi. Biz de şöyle bir çıkarım yaptık. Bizim bölgemizde zaten Anadolu parsı 40 yıl önce gözükmüş en son ve bugüne kadar bölgede bir DNA analizi yapılmamış ve bunu bu şekilde yorumladık. Fakat şimdi TÜBİTAK projemiz kapsamında biraz daha irdelenmeye ve bilimsel amaçlı olarak çalışmaya başlandığı için genle çalışan Doç. Hüseyin Ambarlı’nın şöyle bir teklifi oldu. Türkiye’deki var olan kıl, tüy, postlardan ya da milli parklardaki bireylerden örnekler alalım ve bu türümüzden de bir örnek çalışması yapalım. Bunları tekrar analiz yapalım. Daha bilimsel, dayanağı yüksek bir çalışma şeklinde bir plan gelişti. Şu anda bunu yapıyoruz. Bu konuda bireyimizden yeni DNA’lar almak üzere çalışmalar başlattık. Ve bunları da var olan diğer bütün bireylerle karşılaştırıp, yeni bir DNA analizi istiyoruz. Görüntülenen bireyden henüz kıl, tüy gibi örnek alınamadı, alınabilmesi için de 400’e yakın fotokapan çalışıyor.” (DHA)